Chavez'den Demir Dersi


Bizim Antimilitarizmde debelenmeyi “Solculuk” sanan kardeşlerimiz, acaba şu sorular üzerinde hiç kafa yordular mı:

ABD emperyalizmi ve büyük sermaye, niçin Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Kemalizm temizliği yapıyor?

Devlet Bahçeli ve Kılıçdaroğlu‘nun durmadan reklamını yaptıkları gibi, “darbeciliği temizlemek” için mi?

ABD, niçin darbeciliği temizlesin, darbeleri yapan kendisi değil mi, icabında yine darbe tezgâhlamaktan vazgeçer mi?

CHAVEZ TECRÜBESİ

Yunus Soner‘in 13 Mart 2013 günü Venezuela’dan yazdığı Türk Solu ve Chavez konusundaki yorumlu haberi çok öğreticiydi.

Chavez tecrübesi, Türkiye için de çok öğreticidir. 1992 yılında Venezuela’da yaşananları anlatan çok öğretici bir belgesel, şu günlerde Ulusal Kanal‘da da gösteriliyor. Chavez’in önderliğindeki halk hükümetinin bir Amerikancı generaller darbesiyle devrilmesinden sonra, halk ile millî ordu el ele veriyor ve demokrasiyi geri getiriyorlar.

ABD’nin denetiminde olmayan millî bir ordu, demokrasinin olmazsa olmazıdır.

DEMİRİNİZ YOKSA İKTİDARINIZ DA OLMAZ

Ünlü Osmanlı tarihçisi Hammer, Timur ile Bayezid arasındaki Ankara Meydan Savaşını anlatırken, “Demir cihana tahakküm eder” der. İlkçağ ve Ortaçağ tarihinin benim bildiğim en büyük savaşıdır. Her iki ordu da 500 bin askerdir. Toplam 1 milyon demirli insan birbiriyle savaşmıştır. Mao‘nun ünlü “İktidar namlunun ucundadır” sözü de Hammer’in cihan ölçeğindeki sözünün daha ülkesel olanıdır.

Antimilitaristlerimiz, ordu düşmanlığı yaparken, pek “demokrat” manzara verirler. Oysa militarizmin ve faşizmin hizmetindedirler. Çünkü onlar demir düşmanlığı yaptı diye ABD emperyalizmi ve BOP Eşbaşkanlığı demirden vazgeçmiyor. Kendi demirli gücünü inşa ediyor.

HARP OKULLARINDA ''BURADA'' GÜVENCESİ

Harp Okulu öğrencilerinin Mustafa Kemal adı okunduğu zaman, hep birlikte “burada” diye bağırması, Türkiye’de halk hükümetinin kurulması için bir güvenceydi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Atatürk’e bağlılığı, en sonunda millete bağlılıktır; emperyalist denetime karşı bir sigortadır.

12 Mart ve 12 Eylül darbelerini dikkatle incelerseniz, her ikisi de Türk Ordusuna karşı darbedir.

12 Mart’ta 1500 ve 12 Eylül’de 2000 kadar subay, astsubay ve Harp Okulu öğrencisi ordudan tasfiye edilmiştir. Hepsi de Atatürk Devrimcisidir.

HALKÇI SUBAY KORKUSU

Aydınlık‘ta geçen hafta iki önemli haber yayımlandı. ABD’nin BOP Eşbaşkanlığı, Ergenekon ve Balyoz harekâtlarını Harp Okullarına kadar derinleştiriyor.

Elbette yapacaklar, halkçı Türk subayı onların korkusudur. Türk subayı, millî kurtuluş savaşının subayıdır. O subayı, BOP ordusunun komutanı yapamazlar, Suriye, İran ve Irak gibi mazlum ülkelerin üzerine süremezler.

DARBE TEHLİKESİ ASIL BUNDAN SONRA

Demirden anlamayan sözde antmilitarist takımının ve tatlı su solcusunun halk iktidarı diye bir sorunları yoktur. O nedenle Ergenekon ve Balyoz harekâtları yapılmış, Harp Okullarında Mustafa Kemalciler temizleniyormuş umurlarında değildir; hatta bütün bu uygulamaları en önde desteklemişlerdir.

Asıl darbe tehdidi bundan sonra gündemde olacaktır. O zaman Türk Ordusuna yapılan tarihin en derin operasyonu daha iyi anlayacağız.

Devlet Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’nun reklam ettikleri gibi darbeciler mi temizlenmiş, yoksa Amerikancı-darbeciliğin önü mü temizlenmiş, yakında öğreneceğiz.

ABD ve İsrail güdümlü AKP iktidarının sonu gözükmüştür. Türkiye halkı millî hükümetini kuracaktır.

Peki ABD emperyalizmi ve gericilik ne yapacak?

Darbe tezgâhlarını işte o zaman göreceğiz.

Ve Türkiye’de halk hükümetinin demirli güvencesinin Mustafa kemal geleneği olduğunu bir kez daha öğreneceğiz. Düşman zaten biliyor, bilgilerini tazelemiş olacak!

BARİ VENEZUELA'DAN ÖĞRENSELER

Türkiye halkının iktidar mücadelesindeki yaptırım gücü, 1908 Hürriyet Devrimi ve İstiklâl Savaşında olduğu gibi, Türk Ordusunun halkçı-devrimci geleneğidir.

Bu büyük gerçeği Türkiye tarihinden öğrenemeyenler, bari Venezuela’dan öğrenseler.


Doğu Perinçek

Aydınlık Gazetesi, 18 Mart 2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.